“Bilimsel amaçlarla kayıt altına alınan bilimsel veri niteliğindeki kan, serum ve doku örneklerinin ihmal sonucu bozulması ve sonrasında imha edilmesi hakkındaki ihbar”a ilişkin Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 30/10/2019 tarihli ve 2019/316 sayılı Karar Özeti
Bir hastanede çalışan doktordan alınan ihbar dilekçesinde özetle; hastanede çalıştığı dönemde idarenin önerisi ile kronik hastalıklar ile ilgili yan dal polikliniklerini kurarak hasta verilerini, poliklinik bilgisayarı ve hastane veri sistemine klinik olarak, uzmanlar ve yan asistanları ile kaydetmeye başladıkları, ayrıca hastane idaresinin bilgisinde, etik kurul onayları alınmış ve bazılarında bilimsel araştırma projelendirmelerinde projelendirilmiş olarak, hastalara ait kan, serum ve doku örneklerini de -80 derecede derin soğutucuda toplamaya başladıkları, geçici görevinin bitmesi sonucu hastaneden ayrıldıktan sonra ilgili Hastane başhekimlerine veriler hakkında bilgi verildiği, ancak bilgilendirmelere rağmen ülkemizdeki tek doku ve kan bilimsel materyallerinin olduğu -80 derece dondurucuların gözden uzak klimasız bir odaya aktarıldığı, sonrasında da erimiştir denilerek ve kıymetli doku materyallerinin bilimsel hayata tekrar kazandırılıp kazandırılmayacağının araştırılmadan tutanak altında çöpe atıldığı dolayısıyla bilimsel verilerin korunmasında ihmalkar davranıldığı ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun (Kanun) 12 nci maddesinde belirtilen veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmediği belirtilerek Kanun kapsamında gereğinin yapılması talep edilmiştir.
Konuya ilişkin başlatılan inceleme çerçevesinde veri sorumlusundan savunması istenilmiş olup, alınan cevabi yazıda özetle;
- İhbarda bulunan doktorun görev yaptığı dönemde de bundan sonraki süreçte de hasta kayıtlarının devamlılık esasına dayanılarak Gastroenteroloji Polikliniğinde tutulmaya devam edildiği ve hastaların takip ve tedavilerinin halen devam ettiği, bu hastaların Gastroenteroloji Kliniğine başvuruda bulunan, teşhis ve tedavileri yapılmış ve halen tedavi takipleri yapılan hastalar olduğu, kayıtlarının Sağlık Bakanlığının talimatları doğrultusunda elektronik olarak tutulduğu, hasta mahremiyeti esası ile hasta bilgilerinin, takip eden doktorlar ve ailesi dışında kimse ile paylaşılmadığı,
- Buzdolaplarının 08.03.2018 tarihinde arıza verene kadar herhangi bir şekilde kullanılmadığı, arıza tutanaklarının tutulduğu, arıza esnasında Başhekimliğin bilgilendirildiği, buzdolaplarındaki materyallerin eridiğinin görüldüğü ve ilgili branşlara bu örneklerin kullanılıp kullanılamayacağının sorulduğu, bu işlemlerin de tutanak altına alındığı, bu esnada buzdolaplarının nasıl alındığının bilinmediği, Başhekimliğin bilgisinin olmadığı ve demirbaş kaydının alınmadığının görüldüğü, Başhekimliğin durumdan haberdar edilip onamları alınarak buzdolabı içindekilerin imha edildiği, Başhekimlik talimatı ile buzdolaplarının biyokimya laboratuvarına teslim edildiği,
- Örneklerin Hastane yöneticiliğinin bilgisi ve talimatı doğrultusunda imha edildiği, hasta bilgilerinin ve tarafına teslim edilen bilimsel çalışmalarda kullanılmak üzere hastalar tarafından bilgilendirilmiş onam formlarının olmaması ve örneklerin bozulmuş olması nedeniyle kimlik bilgileri ile eşleştirme yapılmasının da bilimsel bir anlamının olmadığı,
- Örneklerin arıza nedeniyle erimiş olması nedeniyle bunlarla ilgili analiz yapılmadığı, yapılsa dahi bilimsel etik kuralları gereği hasta onamları olmaması nedeniyle hükümsüz olacağı, bu örneklerin başka araştırmalarda kullanılmadığı, örneklerin hastaların tedavisini etkilemek veya değiştirmek amacıyla değil olası bilimsel çalışmalar için toplandığının tahmin edildiği, toplanan örneklerin etik kurul onayları ve belgelendirilmiş onamları ile ilgili herhangi bir devir teslim yapılmadığı
ifade edilmiştir.
Konuya ilişkin olarak yapılan incelemede Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 30/10/2019 tarihli ve 2019/316 sayılı Kararı ile,
- “Bilimsel veri, kan ve doku bankası” olarak adlandırılan ve dilekçe ekinde yer alan doküman ve resimlerden hastalara ilişkin örnekler üzerinde çeşitli barkodların olduğunun görülmesi ile doku ve kan bankasındaki listede bu örneklerin, isim ve ependorf (tüp) sayılarına göre dolaplara yerleştirildiğinin anlaşılması nedeniyle anılan örneklerin hasta kişilerin kimliğine ulaşılmasını sağlayabilecek olmasından hareketle kişisel veri, bu verilerin belirli kriterlere göre sınıflandırılarak kayda alınması işleminin ise kişisel veri işleme faaliyeti olarak değerlendirildiği,
- Bununla birlikte, Kanunun “İstisnalar” başlıklı 28 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi uyarınca kişisel verilerin millî savunmayı, millî güvenliği, kamu güvenliğini, kamu düzenini, ekonomik güvenliği, özel hayatın gizliliğini veya kişilik haklarını ihlal etmemek ya da suç teşkil etmemek kaydıyla, sanat, tarih, edebiyat veya bilimsel amaçlarla ya da ifade özgürlüğü kapsamında işlenmesi durumunda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı
değerlendirmelerinden hareketle;
- Hastalardan alınan kan, serum ve doku örneklerinin bilimsel amaçlarla kaydedildiği Kanunun 28 inci maddesi kapsamında bu verilerin işlenmesinin millî savunmayı, millî güvenliği, kamu güvenliğini, kamu düzenini, ekonomik güvenliği, özel hayatın gizliliğini veya kişilik haklarını ihlal etmediği ya da suç teşkil etmediği değerlendirildiğinden şikâyet hakkında bu aşamada yapılacak bir işlem olmadığına karar verilmiştir.